İngilizcede “but”, iki düşünce ya da cümle arasında zıtlık veya karşıtlık ifade etmek için en yaygın kullanılan bağlaçlardan biridir. Ancak dilinizi zenginleştirmek ve tekrarları önlemek adına “but” yerine farklı kelimeler ve ifadeler kullanmak mümkündür. Bu yazıda, “but” yerine kullanılabilecek alternatif kelimeleri başlıklar altında inceleyeceğiz ve her birinin nasıl kullanıldığını örneklerle açıklayacağız.
1. However
“However”, resmi veya yazılı dilde sıklıkla kullanılan bir alternatiftir. Zıtlık bildiren düşünceleri bağlamak için idealdir ve genellikle cümle başında kullanılır.
Örnek:
- I wanted to go for a walk. However, it started raining.
(Yürüyüşe çıkmak istiyordum. Ancak yağmur yağmaya başladı.)
2. Nevertheless / Nonetheless
Bu iki kelime, anlam olarak çok benzerdir ve “but” yerine daha resmi veya yazılı bağlamlarda kullanılabilirler. Her ikisi de bir önceki ifadeye rağmen yeni bir düşünceyi belirtmek için kullanılır.
Örnek:
- He was tired. Nevertheless, he finished the marathon.
(Yorgundu. Yine de maratonu bitirdi.) - The results were disappointing. Nonetheless, we learned a lot.
(Sonuçlar hayal kırıklığı yarattı. Yine de çok şey öğrendik.)
3. Yet
“Yet”, zıtlık ifade eden cümlelerde “but” yerine kullanılabilen güçlü bir alternatiftir. Daha kısa ve net bir kullanım sunar ve genellikle iki cümleyi birleştirirken kullanılır.
Örnek:
- The idea seems simple, yet it is quite complex.
(Fikir basit görünüyor, ancak oldukça karmaşık.)
4. Still
“Still”, devam eden bir durum veya karşıtlığı ifade etmek için kullanılır. Özellikle konuşma dilinde sıkça karşımıza çıkar.
Örnek:
- She wasn’t feeling well. Still, she went to work.
(Kendini iyi hissetmiyordu. Yine de işe gitti.)
5. Although / Even though
“Although” ve “even though”, zıt iki düşünceyi bağlamak için kullanılır. “But” yerine daha resmi bağlamlarda tercih edilebilir. Genellikle bir cümlenin ortasında ya da başında kullanılır.
Örnek:
- Although it was raining, we went for a walk.
(Yağmur yağıyor olmasına rağmen yürüyüşe çıktık.) - Even though he was late, he finished the project on time.
(Geç kalmasına rağmen projeyi zamanında bitirdi.)
6. On the other hand
Bu ifade, iki zıt düşünceyi karşılaştırırken kullanılır. Resmi yazılarda ve konuşmalarda yaygındır ve fikirlerin daha dengeli bir şekilde sunulmasını sağlar.
Örnek:
- The weather is hot. On the other hand, the breeze makes it feel pleasant.
(Hava sıcak. Diğer yandan esinti havayı hoş kılıyor.)
7. In contrast
“In contrast”, iki zıt düşünce veya durumu net bir şekilde ayırmak için kullanılır. Genellikle yazılı metinlerde, resmi konuşmalarda tercih edilir.
Örnek:
- He loves spicy food. In contrast, his brother can’t stand it.
(O, baharatlı yemekleri sever. Buna karşın kardeşi buna katlanamaz.)
8. Whereas
“Whereas”, iki durum arasındaki farkı veya zıtlığı göstermek için kullanılır. Özellikle kıyaslama yaparken veya karşılaştırmalı ifadelerde kullanılır.
Örnek:
- She prefers coffee, whereas her husband drinks tea.
(O kahveyi tercih ederken, kocası çay içer.)
9. Though
“Though”, daha konuşma dilinde yaygın bir alternatiftir ve cümlenin sonunda da kullanılabilir. Zıtlık ifade ederken cümleye esneklik kazandırır.
Örnek:
- I like the movie. It was a bit too long, though.
(Filmi beğendim. Yine de biraz fazla uzundu.)
10. Despite / In spite of
Bu ifadeler, bir durumun zıtlık içinde gerçekleştiğini belirtmek için kullanılır. Genellikle isim veya isim tamlamasıyla kullanılırlar.
Örnek:
- Despite the bad weather, we had a great time.
(Kötü havaya rağmen harika vakit geçirdik.) - In spite of his injury, he won the race.
(Sakatlığına rağmen yarışı kazandı.)