İngilizcede Belirteç (Zarf) Çeşitleri Nelerdir? Kaç Tane Belirteç (Zarf) Vardır? Örneklerle Detaylı Anlatım

Belirteçler (adverbs), İngilizce dilinde fiilleri, sıfatları veya diğer belirteçleri nitelendiren ve cümleye ek bilgi sağlayan kelimelerdir. Belirteçler, cümlenin anlamını zenginleştirir ve dilin akıcılığını artırır. Bu yazıda, İngilizce belirteç çeşitlerini, işlevlerini ve örneklerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

1. Zaman Belirteçleri (Adverbs of Time)

Tanım: Zaman belirteçleri, bir eylemin ne zaman gerçekleştiğini belirtir. Bu belirteçler, cümlede zamanı ifade eder ve genellikle fiilden sonra veya cümlenin sonunda yer alır.

Örnekler:

  • now (şimdi)
    • I am studying now. (Şu anda çalışıyorum.)
  • then (o zaman)
    • We went to the park then. (O zaman parka gittik.)
  • today (bugün)
    • She has a meeting today. (Bugün bir toplantısı var.)
  • yesterday (dün)
    • He finished the project yesterday. (Projeyi dün bitirdi.)
  • tomorrow (yarın)
    • They will leave tomorrow. (Yarın ayrılacaklar.)
  • soon (yakında)
    • The movie will start soon. (Film yakında başlayacak.)
  • later (sonra)
    • I will call you later. (Seni sonra arayacağım.)

2. Yer Belirteçleri (Adverbs of Place)

Tanım: Yer belirteçleri, bir eylemin nerede gerçekleştiğini belirtir. Bu belirteçler, cümlede yeri ifade eder ve genellikle fiilden sonra yer alır.

Örnekler:

  • here (burada)
    • She is waiting here. (Burada bekliyor.)
  • there (orada)
    • We will meet there. (Orada buluşacağız.)
  • everywhere (her yerde)
    • They looked everywhere. (Her yerde aradılar.)
  • nowhere (hiçbir yerde)
    • I can find it nowhere. (Onu hiçbir yerde bulamıyorum.)
  • outside (dışarıda)
    • The children are playing outside. (Çocuklar dışarıda oynuyor.)
  • inside (içeride)
    • Come inside. (İçeri gel.)
  • above (yukarıda)
    • The sky above is clear. (Yukarıdaki gökyüzü berrak.)

3. Durum Belirteçleri (Adverbs of Manner)

Tanım: Durum belirteçleri, bir eylemin nasıl gerçekleştiğini belirtir. Bu belirteçler, cümlede eylemin şeklini ifade eder ve genellikle fiilden sonra yer alır.

Örnekler:

  • slowly (yavaşça)
    • He walked slowly. (Yavaşça yürüdü.)
  • quickly (hızlıca)
    • She finished her homework quickly. (Ödevini hızlıca bitirdi.)
  • carefully (dikkatlice)
    • Drive carefully. (Dikkatlice sür.)
  • badly (kötü bir şekilde)
    • He played badly. (Kötü oynadı.)
  • beautifully (güzel bir şekilde)
    • She sings beautifully. (Güzel bir şekilde şarkı söyler.)
  • well (iyi)
    • He speaks English well. (İngilizceyi iyi konuşur.)
  • hard (sıkı, zor)
    • They worked hard. (Sıkı çalıştılar.)

4. Sıklık Belirteçleri (Adverbs of Frequency)

Tanım: Sıklık belirteçleri, bir eylemin ne sıklıkla gerçekleştiğini belirtir. Bu belirteçler, cümlede sıklığı ifade eder ve genellikle özne ile fiil arasına yerleştirilir.

Örnekler:

  • always (her zaman)
    • She always arrives on time. (Her zaman zamanında gelir.)
  • often (sık sık)
    • We often go to the gym. (Sık sık spor salonuna gideriz.)
  • frequently (sık sık)
    • He frequently visits his family. (Sık sık ailesini ziyaret eder.)
  • sometimes (bazen)
    • They sometimes eat out. (Bazen dışarıda yemek yerler.)
  • rarely (nadiren)
    • She rarely travels. (Nadiren seyahat eder.)
  • never (asla)
    • He never smokes. (Asla sigara içmez.)
  • usually (genellikle)
    • I usually wake up early. (Genellikle erken uyanırım.)

5. Derece Belirteçleri (Adverbs of Degree)

Tanım: Derece belirteçleri, bir eylemin, sıfatın veya başka bir belirtecin derecesini veya yoğunluğunu belirtir. Bu belirteçler, cümlede miktar veya yoğunluğu ifade eder.

Örnekler:

  • very (çok)
    • She is very tired. (O çok yorgun.)
  • too (çok fazla)
    • This coffee is too hot. (Bu kahve çok sıcak.)
  • enough (yeterince)
    • He is old enough to drive. (Sürmek için yeterince yaşlı.)
  • quite (oldukça)
    • The movie was quite interesting. (Film oldukça ilginçti.)
  • almost (neredeyse)
    • She is almost finished. (Neredeyse bitirdi.)
  • completely (tamamen)
    • The task is completely done. (Görev tamamen yapıldı.)
  • absolutely (kesinlikle)
    • You are absolutely right. (Kesinlikle haklısın.)

6. Amaç Belirteçleri (Adverbs of Purpose)

Tanım: Amaç belirteçleri, bir eylemin amacını veya nedenini belirtir. Bu belirteçler, cümlede amaç veya nedeni ifade eder.

Örnekler:

  • to (için)
    • I am here to help you. (Sana yardım etmek için buradayım.)
  • in order to (amacıyla)
    • She studies hard in order to get good grades. (İyi notlar almak amacıyla sıkı çalışır.)
  • so that (ki)
    • He left early so that he could catch the train. (Treni yakalayabilmek için erken çıktı.)
  • so as to (amacıyla)
    • She whispered so as not to wake him. (Onu uyandırmamak amacıyla fısıldadı.)
  • in order that (amacıyla)
    • They saved money in order that they could buy a house. (Bir ev satın almak amacıyla para biriktirdiler.)