İngilizcede Olumsuz Cümleler Nedir? İngilizcede Olumsuz Cümle Nasıl Kurulur? Örneklerle Detaylı Anlatım

İngilizce’de olumsuz cümleler, bir eylemin, durumun veya özelliğin olmadığını veya tersini ifade etmek için kullanılır. Bunu yapmanın birkaç farklı yolu vardır:

  1. ‘Not’ Kullanmak:

En yaygın yöntem, “not” parçacığını fiilin yardımcı fiilinden sonra eklemektir. Bu yöntem, tüm zamanlarda ve tüm fiil türleri (be, have, modal verbs) ile kullanılabilir.

Örnekler:

  • Present Simple: I do not like coffee. (Kahveyi sevmiyorum.)
  • Present Continuous: She is not singing. (Şarkı söylemiyor.)
  • Past Simple: He did not go to the cinema. (Sinemaya gitmedi.)
  • Future Simple: They will not come to the party. (Partiye gelmeyecekler.)
  • Present Perfect: I have not finished my homework yet. (Ödevimi henüz bitirmedim.)
  • Past Perfect: She had not eaten breakfast when I arrived. (Ben geldiğimde kahvaltı yapmamıştı.)
  1. “No” ve “Never” Kullanmak:

Bazı durumlarda, “no” ve “never” kelimeleri de olumsuzluk ifade etmek için kullanılabilir.

  • “No”: “No” kelimesi, isimden önce veya fiilin yardımcı fiilinden önce kullanılabilir.
  • “Never”: “Never” kelimesi, zamirden veya fiilden önce kullanılır.

Örnekler:

  • I have no money. (Param yok.)
  • I never go to the gym. (Asla spor salonuna gitmem.)
  • There are no cars on the street. (Sokakta araba yok.)
  • She never listens to me. (Beni asla dinlemez.)
  1. Olumsuz Sıfatlar Kullanmak:

Bazı sıfatlar, kendi başlarına olumsuzluk ifade edebilir. Bu sıfatlar genellikle “un-” veya “-less” ekiyle biter.

Örnekler:

  • He is unhappy. (Mutsuz.)
  • She is uninterested. (İlgisiz.)
  • The book is unreadable. (Okunmaz.)
  • The car is driverless. (Sürücüsüz.)
  1. “Neither” ve “Either” Kullanmak:

“Neither” ve “either” kelimeleri, iki seçenekten birinin de olmadığını ifade etmek için kullanılır.

Örnekler:

  • I neither like coffee nor tea. (Kahveyi de çayı da sevmiyorum.)
  • She has neither a brother nor a sister. (Ne kardeşi ne de ablası var.)
  • You can either come to the party or stay at home. (Partiye gelebilirsin veya evde kalabilirsin.)
  1. “Without” Kullanmak:

“Without” kelimesi, bir şeyin olmadığı veya eksik olduğu anlamına gelir.

Örnekler:

  • I can’t go to the cinema without my wallet. (Cüzdanım olmadan sinemaya gidemem.)
  • The car cannot start without fuel. (Araba yakıtsız çalışmaz.)
  • She feels lost without her friends. (Arkadaşları olmadan kaybolmuş hissediyor.)

Ek İpuçları:

  • Olumsuz cümlelerde “not” parçacığı fiilin yardımcı fiilinden sonra gelir. Örneğin, “I do not like coffee” yerine “I like not coffee” demek yanlıştır.
  • “No” ve “never” kelimeleri, fiilin yardımcı fiilinden önce gelir. Örneğin, “I no like coffee” veya “I never like coffee” demek yanlıştır.
  • “Neither” ve “either” kelimeleri, iki seçenekten birinin de olmadığını ifade etmek için kullanılır. Örneğin, “I neither like coffee nor tea” yerine “I not like coffee or tea” demek yanlıştır.
  • “Without” kelimesi, bir şeyin olmadığı veya eksik olduğu anlamına gelir. Örneğin, “I can’t go to the cinema without my wallet” yerine “I can’t go to the cinema not my wallet” demek yanlıştır.

Olumsuzluk Yapan Diğer Kelimeler:

  • Rarely: Nadiren
  • Seldom: Nadiren
  • Hardly: Zorlukla
  • Barely: Zorlukla
  • Never: Asla
  • Nowhere: Hiçbir yerde
  • No one: Hiç kimse
  • Nothing: Hiçbir şey
  • Not at all: Hiç değil
  • Not in the least: Hiç değil

Örnekler:

  • I rarely go to the cinema. (Sinemaya nadiren giderim.)
  • She seldom reads books. (Nadiren kitap okur.)
  • He hardly ever exercises. (Neredeyse hiç egzersiz yapmaz.)
  • I barely understood the instructions. (Talimatları zorlukla anladım.)
  • You have never been to Paris? (Hiç Paris’e gitmedin mi?)
  • I can’t find my keys nowhere. (Anahtarlarımı hiçbir yerde bulamıyorum.)
  • No one knows the answer to that question. (Kimse o sorunun cevabını bilmiyor.)
  • I have nothing to do today. (Bugün yapacak hiçbir şeyim yok.)
  • I don’t like this movie not at all. (Bu filmi hiç sevmiyorum.)
  • The news didn’t surprise me in the least. (Haber beni hiç şaşırtmadı.)

İngilizcede Olumsuz Sıfatların Karşılaştırılması:

Olumsuz sıfatlar da tıpkı olumlu sıfatlar gibi karşılaştırılabilir. Karşılaştırma yaparken “more” ve “less” kelimeleri kullanılır.

Örnekler:

  • This book is more interesting than the other one. (Bu kitap diğerinden daha ilginç.)
  • She is less experienced than her colleagues. (Meslektaşlarından daha az deneyimli.)
  • The weather is not as bad as I thought it would be. (Hava düşündüğüm kadar kötü değil.)
  • The food is not as good as it used to be. (Yemek eskisi kadar güzel değil.)

İngilizcede Olumsuz Cümlelerde Soru Sorma:

Olumsuz cümlelerde soru sormak için “did not”, “have not”, “would not”, vb. yardımcı fiillerin olumsuz biçimlerini kullanırız.

Örnekler:

  • Did not you go to the party? (Partiye gitmedin mi?)
  • Have not you finished your homework yet? (Ödevini henüz bitirmedin mi?)
  • Would not you like to come with me? (Benimle gelmek istemez misin?)

İngilizce Olumsuz Cümlelerde Kısaltmalar:

Olumsuz cümlelerde “not” parçacığı ile yardımcı fiillerin kısaltılmış biçimlerini kullanabiliriz.

Örnekler:

  • I don’t like coffee. (Kahveyi sevmiyorum.)
  • She hasn’t finished her work yet. (İşini henüz bitirmedi.)
  • They wouldn’t come to the party. (Partiye gelmediler.)

İngilizce Olumsuz Cümlelerde Bazı Deyimler:

İngilizcede birçok olumsuzluk içeren deyim de bulunur.

Örnekler:

  • Beat around the bush: Konunun etrafında dolaşmak
  • Break a leg: İyi şanslar
  • Cost an arm and a leg: Çok pahalı olmak
  • Drive someone crazy: Birini çıldırtmak
  • Go to pot: Kötüleşmek, bozulmak