İngilizcede Fiil Çekim Tablosu

İngilizcede İsim Ve Fiil Mastarları

İngilizcede En Çok Kullanılan 25  Düzenli Fiil

 

İngilizcede “Run” Kelimesinin Farklı Kullanım Alanları

“Run” kelimesi, İngilizcede çok yönlü bir kelimedir ve farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Bu çok yönlülüğü, hem kelimenin somut anlamlarıyla hem de deyimsel ifadeler içinde sıkça kullanılmasından kaynaklanır. İşte “run” kelimesinin çeşitli kullanım şekilleri:

1. Fiziksel Koşmak

“Run”, en yaygın anlamıyla fiziksel olarak bir yere doğru hızlı bir şekilde hareket etmeyi ifade eder.

Örnek:

  • I run every morning to stay fit.
    (Sağlıklı kalmak için her sabah koşarım.)

2. Bir Şeyin Çalışması veya İşlemesi

“Run”, makinelerin veya cihazların çalışmasını ifade eder. Elektrikli aletler ve işletmelerle de bağlantılı olabilir.

Örnekler:

  • The engine is running smoothly.
    (Motor sorunsuz çalışıyor.)
  • She runs her own business.
    (Kendi işini yönetiyor.)

3. Zamanın Geçmesi veya Süresi

“Run”, bir süreyi veya zaman dilimini ifade etmek için de kullanılır.

Örnek:

  • The meeting ran for two hours.
    (Toplantı iki saat sürdü.)

4. Yarışma veya Aday Olma

“Run”, bir yarışa katılmayı veya aday olmayı belirtir.

Örnek:

  • He is running for president.
    (Başkanlık için aday oluyor.)

5. Yayınlamak veya Gösterimde Olmak

Gazeteler, televizyon programları veya tiyatro oyunları için kullanıldığında “run”, bir şeyin yayımlandığını veya gösterimde olduğunu ifade eder.

Örnek:

  • The movie has been running in theaters for weeks.
    (Film haftalardır sinemalarda gösterimde.)

6. Sıvıların Akması

“Run”, sıvıların akışını ifade etmek için de kullanılır.

Örnek:

  • Water is running from the tap.
    (Musluktan su akıyor.)

7. Kaçmak veya Kaçış

“Run”, bir yerden kaçmak veya uzaklaşmak anlamına da gelir.

Örnek:

  • The prisoner tried to run from the police.
    (Mahkum polisten kaçmaya çalıştı.)

8. Bir Şeyi Yönetmek

Bir organizasyonu, projeyi veya etkinliği yönetmek anlamında kullanılır.

Örnek:

  • She runs a successful marketing campaign.
    (Başarılı bir pazarlama kampanyası yürütüyor.)

9. Bir Şeyi Denemek veya Kullanmak

“Run”, bir test yapmak veya bir işlemi uygulamak için de kullanılabilir.

Örnek:

  • I need to run some tests on the software.
    (Yazılım üzerinde birkaç test yapmam gerekiyor.)

10. Stokların Tükenmesi

“Run”, malzemenin bitmesi ya da tedarikin azalması anlamında da kullanılır.

Örnek:

  • We have run out of paper.
    (Kağıdımız bitti.)

11. Deyimsel Kullanımlar

“Run” birçok deyimsel ifade içinde de geçer, örneğin:

  • Run into someone: Birine rastlamak.
  • Run out of: Bir şeyin bitmesi.
  • Run for it: Kaçmak veya bir yerden hızla uzaklaşmak.

Örnek:

  • I ran into my old friend at the mall.
    (Eski arkadaşıma alışveriş merkezinde rastladım.)
  • We ran out of milk.
    (Sütümüz bitti.)

12. Yasal veya Finansal Terimler

Finansal belgelerde veya yasal süreçlerde “run”, bir sürecin işlemesini veya finansal bir hesabın sürdüğünü ifade eder.

Örnek:

  • The contract runs for three years.
    (Sözleşme üç yıl boyunca geçerli olacak.)