İngilizcede “look” fiili, en sık kullanılan fiillerden biridir ve çeşitli anlamlarda kullanılabilir. Bağlama göre değişik anlamlar taşıyan bu fiil, hem fiziksel olarak bakmak hem de çeşitli mecazi anlamlarda kullanılabilir. İşte “look” fiilinin farklı kullanımları ve örnekleri:
1. Bir Yöne Bakmak / Gözlerini Bir Yere Yönlendirmek (Look at)
En temel anlamıyla, “look” bir nesneye ya da kişiye dikkatlice bakmak anlamında kullanılır. Genellikle “at” ile birlikte kullanılır.
Örnekler:
- Look at the sky! It’s so beautiful.
(Gökyüzüne bak! Ne kadar güzel.) - She looked at the painting for a long time.
(Tabloya uzun süre baktı.)
2. Görünmek / Bir Şekilde Gözükmek (Look + Adjective)
“Look” fiili, bir kişinin ya da bir şeyin nasıl göründüğünü ifade etmek için sıklıkla kullanılır. Bu kullanımda genellikle bir sıfat (adjective) takip eder.
Örnekler:
- You look tired today.
(Bugün yorgun görünüyorsun.) - That dress looks amazing on you!
(O elbise sende harika görünüyor!)
3. Araştırmak / Bir Şeye Dikkat Etmek (Look into)
Bir konuyu araştırmak ya da derinlemesine incelemek anlamında kullanılır. Bu kullanım, bir sorunu çözmek için daha detaylı bir araştırma yapmayı ifade eder.
Örnekler:
- The manager promised to look into the problem.
(Yönetici sorunu araştıracağına söz verdi.) - We need to look into new investment opportunities.
(Yeni yatırım fırsatlarını araştırmamız gerekiyor.)
4. Bir Şeye Göz Kulak Olmak / İlgilenmek (Look after)
“Look after”, birine ya da bir şeye göz kulak olmak, bakımını üstlenmek anlamında kullanılır.
Örnekler:
- Can you look after my dog while I’m on vacation?
(Tatildeyken köpeğime bakabilir misin?) - She looks after her elderly parents.
(Yaşlı ebeveynlerine bakıyor.)
5. Beklemek / Bir Olayı Önceden Tahmin Etmek (Look forward to)
Bir olayın gerçekleşmesini dört gözle beklemek, sabırsızlıkla beklemek anlamında kullanılır. Bu kullanım genellikle gelecekteki bir etkinlik ya da olay hakkında olumlu bir beklentiyi ifade eder.
Örnekler:
- I’m really looking forward to the weekend.
(Gerçekten hafta sonunu dört gözle bekliyorum.) - They are looking forward to their vacation in Hawaii.
(Hawaii’deki tatillerini dört gözle bekliyorlar.)
6. Birini Küçümsemek (Look down on)
Birini aşağı görmek, küçümsemek veya değersiz görmek anlamında kullanılır.
Örnekler:
- He tends to look down on people who don’t share his views.
(Kendi görüşlerini paylaşmayan insanlara karşı küçümseyici davranma eğiliminde.) - You shouldn’t look down on others based on their appearance.
(İnsanları görünümlerine göre küçümsememelisin.)
7. Geriye Bakmak / Geçmişe Bakmak (Look back)
Geçmişi düşünmek, geçmiş olayları hatırlamak anlamında kullanılır. Genellikle yaşanmış olayları değerlendirmek için kullanılır.
Örnekler:
- When I look back on my college years, I have so many great memories.
(Üniversite yıllarımı düşündüğümde, çok güzel anılarım var.) - It’s important to look back and learn from your mistakes.
(Geçmişe bakmak ve hatalarından ders çıkarmak önemlidir.)
8. Bir Şeyi Aramak (Look for)
Birini ya da bir şeyi bulmaya çalışmak, aramak anlamında kullanılır.
Örnekler:
- I’m looking for my keys. Have you seen them?
(Anahtarlarımı arıyorum. Onları gördün mü?) - They are looking for a new apartment in the city center.
(Şehir merkezinde yeni bir daire arıyorlar.)
9. Bir Şeyle İlgilenmek / Beklentide Olmak (Look to)
Bir şeyden medet ummak, birine ya da bir şeye güvenmek anlamında kullanılır.
Örnekler:
- We are looking to our manager for guidance on this project.
(Bu proje için yöneticimizin rehberliğine güveniyoruz.) - He looks to his father for advice.
(Babasında tavsiye arıyor.)
10. Dikkatli Olmak / Dikkat Etmek (Look out)
Bir tehlikeye karşı dikkatli olmak anlamında kullanılır. Genellikle uyarı yaparken kullanılır.
Örnekler:
- Look out! There’s a car coming!
(Dikkat et! Bir araba geliyor!) - Look out for pickpockets in crowded areas.
(Kalabalık alanlarda yankesicilere dikkat et.)