İngilizcede “E” harfiyle başlayan bazı yaygın phrasal verb‘ler (eylemsi fiiller), günlük konuşmalarda ve yazılarda sıkça kullanılır. Phrasal verb’ler, bir fiil ve bir edat veya zarfın birleşmesiyle oluşur ve çoğu zaman bu birleşim, kelimenin anlamını değiştirebilir. Sizin için, 10 adet örnek derledik.
- Eat out
- Anlamı: Dışarıda yemek yemek.
- Örnek: We usually eat out on weekends.
(Genellikle hafta sonları dışarıda yemek yeriz.)
2. End up
- Anlamı: Sonuç olarak kendini bir durumda bulmak; son olarak bir yerde ya da bir durumda olmak.
- Örnek: We missed the bus and ended up walking home.
(Otobüsü kaçırdık ve sonunda eve yürüyerek gitmek zorunda kaldık.)
3. Ease off/up
- Anlamı: Hafiflemek, azalmak; sıkı bir durumu ya da baskıyı gevşetmek.
- Örnek: The rain has eased off, so we can go outside now.
(Yağmur hafifledi, artık dışarı çıkabiliriz.)
4. Egg on
- Anlamı: Birini özellikle kötü bir şey yapması için teşvik etmek.
- Örnek: They egged him on to steal the money.
(Onu parayı çalması için kışkırttılar.)
5. Eke out
- Anlamı: Bir kaynağı dikkatli ve ekonomik bir şekilde kullanarak uzun süre idare etmek.
- Örnek: They had to eke out their supplies to survive the winter.
(Kışı atlatmak için erzaklarını dikkatli kullanmak zorunda kaldılar.)
6. Embark on/upon
- Anlamı: Yeni veya zorlu bir işe, projeye başlamak.
- Örnek: She embarked on a new career in journalism.
(O, gazetecilikte yeni bir kariyere başladı.)
7. Even out
- Anlamı: Dengelemek, eşit hale getirmek.
- Örnek: We need to even out the workload among team members.
(Takım üyeleri arasında iş yükünü dengelemeliyiz.)
8. Ease into
- Anlamı: Yavaş yavaş bir işe veya duruma alışmak.
- Örnek: He eased into his new job after a few weeks of training.
(Birkaç haftalık eğitimden sonra yeni işine alıştı.)
9. Edge out
- Anlamı: Yarışta veya bir rekabette birini küçük bir farkla yenmek.
- Örnek: She edged out her opponent to win the race.
(Rakibini küçük bir farkla yenerek yarışı kazandı.)
10. End off
- Anlamı: Bir faaliyeti sonlandırmak.
- Örnek: Let’s end off the meeting with a summary of our decisions.
(Toplantıyı kararlarımızın bir özetiyle bitirelim.)