Bu blog yazımızda sizlere İngilizce ve Türkçede ortak bulunan 30 kelimeyi örnek olarak vermek istedik. Bu ve bunlar gibi birçok örnekte, İngilizce ve Türkçe arasında aslında ne kadar çok ortak kelime olduğunu görebilirsiniz. Keyifli okumalar!
- Lider / Leader: He is a great leader. (O, harika bir lider.)
- Lobi / Lobby: Let’s wait for him in the lobby. (Lobide onu bekleyelim.)
- Madalyon / Medal: He won a gold medal. (O, altın madalya kazandı.)
- Doktor / Doctor: She is a very talented doctor. (O çok yetenekli bir doktordur.)
- Hotel / Hotel: We stayed at a beautiful hotel near the beach. (Plajın yakınındaki güzel bir otelde kaldık.)
- Restoran / Restaurant: We had dinner at a fancy restaurant last night. (Dün gece şık bir restoranda akşam yemeği yedik.)
- Film / Film: We watched an interesting film last weekend. (Geçen hafta sonu ilginç bir film izledik.)
- Park / Park: We went for a walk in the park. (Parkta yürüyüşe çıktık.)
- Müzik / Music: She loves listening to classical music. (Klasik müzik dinlemeyi sever.)
- Klima / Climate: The climate here is very hot in the summer. (Buradaki iklim yazın çok sıcaktır.)
- Telefon / Telephone: Please answer the telephone. (Lütfen telefona cevap ver.)
- Radyo / Radio: I listen to the radio every morning. (Her sabah radyo dinlerim.)
- Televizyon / Television: We bought a new television for the living room. (Oturma odası için yeni bir televizyon aldık.)
- Market / Market: I need to go to the market to buy some groceries. (Bakkaliye almak için markete gitmem gerekiyor.)
- Disko / Disco: We danced all night at the disco. (Diskoda bütün gece dans ettik.)
- Pasta / Pasta: She baked a delicious chocolate cake. (O, lezzetli bir çikolatalı pasta yaptı.)
- Bar / Bar: We met at the bar last night. (Dün gece barda buluştuk.)
- Adres / Address: Can you give me your address? (Bana adresinizi verebilir misiniz?)
- Çikolata / Chocolate: He gave me a box of chocolates. (Bana bir kutu çikolata verdi.)
- Kompüter / Computer: I need to buy a new computer for work. (İş için yeni bir bilgisayar almam gerekiyor.)
- Müze / Museum: The museum has an impressive collection of art. (Müzenin etkileyici bir sanat koleksiyonu var.)
- Kontrol / Control: She has good control over the situation. (Durum üzerinde iyi bir kontrole sahip.)
- Hobi / Hobby: His favorite hobby is painting. (En sevdiği hobi resim yapmaktır.)
- Motivasyon / Motivation: She has a lot of motivation to succeed. (Başarmak için çok motivasyonu var.)
- Model / Model: She works as a fashion model. (O, bir moda modeli olarak çalışıyor.)
- Organizasyon / Organization: They planned a large organization for the event. (Etkinlik için büyük bir organizasyon planladılar.)
- Kamera / Camera: I forgot to bring my camera. (Kameramı getirmeyi unuttum.)
- Kamp / Camp: We set up our tent at the camp. (Çadırımızı kampta kurduk.)
- Portakal / Orange: I like to drink fresh orange juice. (Taze portakal suyu içmeyi severim.)
Kulüp / Club: He joined a new sports club. (Yeni bir spor kulübüne katıldı.)