İngilizce Günlük Dilde En Çok Kullanılan 25 Farklı Düzenli (Regular) Fiil Örnekleri
Bu yazımızda, sizlere İngilizcede günlük dilde en çok kullanılan 25 farklı düzenli (regular) fiil örnekleri vereceğiz. Bunları ezberleyerek kelime haznenize önemli kelimeler kazandırabilir, cümleler kurup pratikler yapabilirsiniz. Keyifli okumalar!
- Work (çalışmak)
- She works at a bank downtown. (O, şehir merkezinde bir bankada çalışır.)
- Play (oynamak)
- They play soccer every Saturday. (Her Cumartesi futbol oynarlar.)
- Talk (konuşmak)
- He talks to his friends on the phone every evening. (Her akşam arkadaşlarıyla telefonda konuşur.)
- Walk (yürümek)
- We usually walk to the park in the mornings. (Sabahları genellikle parka yürürüz.)
- Cook (pişirmek/yemek yapmak)
- She cooks dinner for her family every night. (Her gece ailesi için akşam yemeği pişirir.)
- Watch (izlemek)
- They watch movies together on weekends. (Hafta sonları birlikte film izlerler.)
- Clean (temizlemek)
- He always cleans his room before guests come over. (Misafirler gelmeden önce her zaman odasını temizler.)
- Read (okumak)
- She reads novels in her free time. (Boş zamanlarında roman okur.)
- Listen (dinlemek)
- We listen to music while driving. (Araba kullanırken müzik dinleriz.)
- Help (yardım etmek)
- They often help their neighbors with gardening. (Sık sık komşularına bahçe işlerinde yardım ederler.)
- Play (oynamak)
- The children play in the playground after school. (Çocuklar okuldan sonra oyun alanında oynarlar.)
- Dance (dans etmek)
- She loves to dance at parties. (Partilerde dans etmeyi çok sever.)
- Sing (şarkı söylemek)
- He often sings in the shower. (Duşta sık sık şarkı söyler.)
- Travel (seyahat etmek)
- They travel to different countries every summer. (Her yaz farklı ülkelere seyahat ederler.)
- Study (çalışmak/öğrenmek)
- I study English every evening. (Her akşam İngilizce çalışırım.)
- Live (yaşamak)
- They live in a small town near the coast. (Kıyıya yakın küçük bir kasabada yaşarlar.)
- Love (sevmek)
- She loves her dog dearly. (Köpeğini çok sever.)
- Visit (ziyaret etmek)
- We often visit our grandparents on weekends. (Hafta sonları sık sık büyükannelerimizi ve büyükbabalarımızı ziyaret ederiz.)
- Call (aramak/çağırmak)
- He calls his parents every Sunday. (Her Pazar ebeveynlerini arıyor.)
- Learn (öğrenmek)
- They learn new skills online. (Yeni becerileri çevrimiçi olarak öğrenirler.)
- Play (çalmak – müzik aleti için)
- She plays the piano beautifully. (Piyano çalmayı güzel bir şekilde yapar.)
- Talk (konuşmak – diğer anlam)
- They talk about their dreams and goals. (Hayalleri ve hedefleri hakkında konuşurlar.)
- Stay (kalmak)
- We stay at a hotel when we travel. (Seyahat ettiğimizde bir otelde kalırız.)
- Ask (sormak)
- He asks a lot of questions in class. (Sınıfta birçok soru sorar.)
- Shop (alışveriş yapmak)
- They shop for groceries every Saturday morning. (Her Cumartesi sabahı market alışverişi yaparlar.)