İngilizcede “should,” “could” ve “would” gibi yardımcı fiiller (modal verbs), dilin inceliklerini ifade etmek için sıklıkla kullanılır. Her biri farklı anlamlar taşır ve doğru kullanıldığında tavsiye, olasılık, geçmişteki seçenekler gibi farklı anlamları aktarır. Bu yazıda, “should,” “could” ve “would” kelimelerinin anlamlarını, kullanımlarını ve aralarındaki farkları ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz.
1. Should: Tavsiye ve Sorumluluk İfade Etmek
Should, tavsiye vermek, bir şeyin doğru veya uygun olduğunu belirtmek için kullanılan bir yardımcı fiildir. Ayrıca, bir kişinin yapması gereken bir şeyi anlatmak için de kullanılır. Should, çoğunlukla “yapmalısın” anlamını taşır ve gelecekte olması gereken durumları ifade eder.
Should Kullanımı:
- Tavsiye Vermek:
- You should study harder if you want to pass the exam.
(Sınavı geçmek istiyorsan daha çok çalışmalısın.)
- You should study harder if you want to pass the exam.
- Yapılması Gereken Bir Durumu Belirtmek:
- We should leave early to avoid traffic.
(Trafikten kaçınmak için erken çıkmalıyız.)
- We should leave early to avoid traffic.
- Doğru ya da Uygun Olanı Belirtmek:
- He should apologize for his mistake.
(Hatası için özür dilemeli.)
- He should apologize for his mistake.
- Beklenen Durumları İfade Etmek:
- The package should arrive tomorrow.
(Paket yarın gelmeli.)
- The package should arrive tomorrow.
Should ile Olumsuz Cümleler:
- You shouldn’t smoke so much.
(Bu kadar sigara içmemelisin.)
Not: Should aynı zamanda bir duruma dair beklenti belirtirken de kullanılır, ancak kesin bir zorunluluk ya da zorlayıcı bir gereklilik ifade etmez. Genellikle öneri, tavsiye ya da bir şeyin doğru ya da uygun olduğunu belirtmek için kullanılır.
2. Could: Olasılık, Yetenek ve İzin İfade Etmek
Could, geçmişteki yetenekleri, gelecekteki olasılıkları veya kibar bir şekilde birine izin istemek ya da vermek için kullanılan bir yardımcı fiildir. Aynı zamanda, bir şeyi yapma ihtimali olduğunu belirtmek için de kullanılır.
Could Kullanımı:
- Geçmişte Yetenek İfade Etmek:
- When I was younger, I could run fast.
(Gençken hızlı koşabilirdim.)
- When I was younger, I could run fast.
- İzin İstemek ve Vermek:
- Could I borrow your pen?
(Kalemini ödünç alabilir miyim?) - You could go to the party if you finish your homework.
(Ödevini bitirirsen partiye gidebilirsin.)
- Could I borrow your pen?
- Gelecek veya Şimdiki Olasılıkları İfade Etmek:
- It could rain later, so take an umbrella.
(Daha sonra yağmur yağabilir, bu yüzden şemsiye al.) - If we hurry, we could still catch the train.
(Eğer acele edersek treni yakalayabiliriz.)
- It could rain later, so take an umbrella.
- Kibar Bir İstek İfade Etmek:
- Could you help me with this?
(Bana bununla yardım edebilir misin?)
- Could you help me with this?
Could ile Olumsuz Cümleler:
- I couldn’t come to the meeting because I was sick.
(Hasta olduğum için toplantıya gelemedim.)
Not: Could, geçmişte yapılabilecek bir şeyin belirtimi için kullanılır ve olasılık anlamı taşır. Can‘den daha kibar bir kullanım sunar ve bu nedenle izin isteme ya da öneride bulunma sırasında sıklıkla tercih edilir.
3. Would: Koşul ve Kibar İstekleri İfade Etmek
Would, bir duruma bağlı olarak ne yapılabileceğini ifade etmek, geçmişte yapılan veya yapılabilecek eylemleri anlatmak ya da kibar bir şekilde istek veya teklif sunmak için kullanılır. Would çoğunlukla koşul cümlelerinde ya da olası bir durumu anlatırken kullanılır.
Would Kullanımı:
- Koşul İfade Etmek (Second Conditional):
- If I had more time, I would travel the world.
(Daha fazla zamanım olsaydı dünyayı gezerdim.)
- If I had more time, I would travel the world.
- Geçmişte Tekrarlanan Eylemleri Anlatmak:
- When we were kids, we would play outside for hours.
(Biz çocukken saatlerce dışarıda oynardık.)
- When we were kids, we would play outside for hours.
- Kibar İstek veya Teklif Sunmak:
- Would you like some tea?
(Biraz çay ister misiniz?)
- Would you like some tea?
- Tercih Belirtmek:
- I would rather stay at home tonight.
(Bu gece evde kalmayı tercih ederim.)
- I would rather stay at home tonight.
- Koşullu Durumları Belirtmek (Şartlı Yapılar):
- I would call him, but I don’t have his number.
(Onu arardım, ama numarası yok.)
- I would call him, but I don’t have his number.
Would ile Olumsuz Cümleler:
- He wouldn’t come to the party even if we invited him.
(Onu davet etsek bile partiye gelmezdi.)
Not: Would, çoğunlukla koşullara bağlı bir durumu ya da olasılığı ifade eder. Aynı zamanda istek ve teklifler için de kibar bir şekilde kullanılır.
4. Should, Could ve Would Arasındaki Farklar
- Should genellikle tavsiye vermek, bir şeyin yapılması gerektiğini ya da uygun olduğunu ifade etmek için kullanılır. Should zorunluluk ve öneri arasında bir yerde durur.
- You should eat healthier. (Daha sağlıklı beslenmelisin.)
- Could, geçmişteki yetenekleri ya da şimdiki ve gelecekteki olasılıkları ifade eder. Ayrıca kibarca izin istemek ya da bir öneride bulunmak için de kullanılır.
- We could go for a walk if the weather is nice. (Hava güzel olursa yürüyüşe çıkabiliriz.)
- Would, bir koşul veya alternatif bir durumda ne olacağını ifade eder. Ayrıca kibarca istek ve tekliflerde bulunmak için de kullanılır.
- If I were you, I would apologize. (Senin yerinde olsam özür dilerdim.)
5. Should, Could, Would Kullanımını Pekiştiren Örnek Cümleler
- Should:
You should exercise regularly to stay healthy.
(Sağlıklı kalmak için düzenli olarak egzersiz yapmalısın.) - Could:
She could speak three languages when she was younger.
(Gençken üç dil konuşabiliyordu.) - Would:
If I had the time, I would learn to play the piano.
(Zamanım olsaydı piyano çalmayı öğrenirdim.)